Şube Açılışı

Yabancı şirketlerin Türkiye’de şube açması son zamanlarda ekonominin gelişmesi ve ülkemizin önemli yatırım bölgesi haline gelmesiyle çok sık başvurulmaya başlanmıştır. Yabancı şirketlerin Türkiye’de şube açması avantajlı bir durum olsa da hukuki zemini iyi oturtulması gereken bir işlemdir. Çünkü şubenin kuruluşu aşamasında yapılan hatalı yahut ihmali hukuki işlemler uzun vadede hukuki problemlere yol açar.

Ticari işletme kapsamında yürütülen faaliyetin yaygınlaşması, işlerin tek bir merkezden yönetilmesini zorlaştırabilir ve bu durum karşısında tacir, işlerini merkezden yönetmek yerine kurağı birimler aracılığıyla o bölgede yönetmek isteyebilir. İşte bu ihtiyaç, şube açılmasına neden olur. Şubelerin özelliklerini şu şekilde sıralamak mümkündür:

  • Şube ve merkezin aynı gerçek veya tüzel kişiye ait olması gerekmektedir.
  • Şube ve merkezin faaliyet konuları benzer ya da aynı olmalıdır.
  • Kural olarak şubenin fiilen merkezden ayrı yerde faaliyet göstermesi gerekmektedir. Ancak, uzaklık sınırını bir önemi bulunmamaktadır. Örneğin bir binanın üst katı şirket merkezi olarak, alt katı ise şube olarak kullanılabilir.
  • Şube, merkezin ticaret unvanını şube eki ekleyerek kullanmak zorundadır.
  • Şubeler bulundukları yerin ticaret siciline tescil ve ilan edilmelidirler.
  • Şubeler merkezden ayrı olarak bulundukları yerin ticaret ve sanayi odasına kaydolma zorunlulukları vardır.
  • Şubeler merkeze bağlıdırlar. Şubenin sağladığı kar, zarar, hak ve borçlar merkeze ait sayılır.
  • Şubelerin merkezden ayrı bir malvarlığı yoktur.
  • Şubeler bağımsız bir ticari işletme olarak nitelendirilemezler.

Türk uyruklu şirketlerin yanı sıra yabancı uyruklu şirketlerin de Türkiye’de şube açması mümkündür. Nitekim Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 40. Maddesinde de bu husus düzenlenmekte ve “Merkezleri Türkiye dışında bulunan ticari işletmelerin Türkiye’deki şubeleri, kendi ülkelerinin kanunlarının ticaret unvanına ilişkin hükümleri saklı kalmak şartıyla, yerli ticari işletmeler gibi tescil olunur. Bu şubeler için yerleşim yeri Türkiye’de bulunan tam yetkili bir ticari mümessil atanır. Ticari işletmenin birden çok şubesi varsa, ilk şubenin tescilinden sonra açılacak şubeler yerli ticari işletmelerin şubeleri gibi tescil olunur.” denilmektedir.

Yabancı firmaların Türkiye’de şube açabilmesi için gerekli olan en önemli şart yabancı şirketin sermayesinin paylara bölünmüş olmasıdır. Aksi takdirde şube açılması mümkün değildir. Yabancı uyruklu bir şirketin Türkiye’de şube açabilmesi için;

  • İlk olarak T.C. Ticaret Bakanlığından izin almalıdır.
  • İkinci olarak, Ticaret Odasına ve Ticaret Siciline kayıt gerçekleştirilmelidir.

Bu iki işlem tamamlandıktan sonra şube kurulmuş sayılmaktadır.

 

Yabancı Şirketlerin Türkiye’de Şube Açabilmesi İçin Gerekli Evraklar

Yabancı uyruklu şirketler Türkiye’de şube açabilmek için şu belgeleri Ticaret Bakanlığı’na sunmalıdır.

  • Şirket veya vekili tarafından imzalanmış başvuru dilekçesi. Bu dilekçede;
  1. Şirket unvanı,
  2. Şirket kuruluş tarihi,
  3. Şirket uyruğu,
  4. Şirket sermayesi,
  5. Türkiye’deki tam yetkili vekilin adı soyadı,
  6. Yetkili vekilin Türkiye sınırları içinde yapacağı işlemlerde kanunu ve mevzuat hükümlerine uyacağına ilişkin taahhüt,
  7. Şube adresi,
  8. Şube faaliyet konusu ve
  9. Şube sermayesi bilgilerinin bulunması zorunludur.
  • Şirket yetkili organlarının şube açma kararının aslı ve tercümesi (Birer nüsha olarak)
  • Şirket esas sözleşmesinin aslı ve tercümesi (Birer nüsha olarak)
  • Şirketin nerede, ne zaman ve hangi devlet kanunlarına göre kurulduğunu gösteren kuruluş evrakı ve şirketin halen faaliyet sürdürdüğüne ilişkin faaliyet belgesi. (Asıl ve tercüme edilmiş halleri birer nüsha olarak)
  • Türkiye’deki yetkili vekilin vekaletnamesinin aslı ve tercümesi (İkişer nüsha olarak).

Söz konusu vekaletnamenin, ihtiyaç duyulan hususların yanında şu hususları da içermesi şarttır:

  1. Şirket ana sözleşmesinde gösterilmiş işlemleri yerine getirmesini ve şirketi temsil etmeyi,
  2. Şirket adına yapılacak işlemlerden doğacak davalarda şirketi davacı, davalı ve üçüncü şahıs olarak tüm mahkemelerde temsil etmeyi,
  3. Türkiye’den geçici süreli olarak ayrılması durumunda sahip olduğu yetkilerle yerine vekil tayin etmeyi,
  4. Merkez şubeye bağlı açılacak tali şubelere vekil tayini konularında yetkili olma.

Ticaret Bakanlığından şube açma izninin alınmasının ardından şu belgeler ile Ticaret Sicil Memurluğu’na başvurulmalı ve açılacak şube tescil edilmelidir:

  • Şirket yetkilisi tarafından imzalı dilekçe,
  • Tercüme edilmiş ana sözleşme sureti (2 adet noterden onaylı)
  • Şube açılışına ilişkin şirketin yetkili organı tarafından alınana karar. Bu kararda; Şubenin unvanı, açık adresi, temsilcileri, süresi, temsil şekil ve şube sermayesi açıkça yazılmalıdır. (2 adet tercüme edilmiş noter onaylı)
  • Ticaret Bakanlığı onaylı 1 nüsha müzeyyel beyanname ve izin yazısı
  • Şube unvanı altında imza beyannamesi (Aslı noterden onaylı)
  • Türkiye vekili için düzenlenen vekaletname (Noter onaylı 2 nüsha)
  • Şirketin kayıtlı olduğu ülkenin yetkili merciinden alınan tercüme edilmiş sicil belgesi (apostil şerhli tercümeli noter onaylı)
  • Şube temsilcisinin nüfus ve ikametgahı (noterden veya muhtardan onaylı), temsilcisi yabancı ise tercüme edilmiş noter onaylı pasaport örneği
  • Ticaret Sicil Tüzüğünün 29 maddesine göre taahhütname
  • Kuruluş Bildirim Formu

Yukarıda bahsi geçen yabancıların Türkiye’de şube açması için gereken belgeler ve evraklar belgelerin toplanarak ilgili kurumlara başvurunun yapılması gerekmektedir.

Yabancı Şirketlerin Türkiye’de Şube Açmasının Avantajları

Türkiye jeopolitik konumu, sahip olduğu iş gücü, yatırım potansiyeli gibi etkenler dolayısıyla oldukça büyük bir öneme sahiptir. Yapılan mevzuat değişiklikleriyle birlikte yabancı yatırımcılara TTK’ da tanımlanan her türlü şirketi kurma imkanı tanınmış şube açma anlamındaysa yalnızca şirket sermayesinin paylara bölünmesi şartı tanınmıştır. Artık yalnızca anonim ya da limited şirket değil, adi şirket dahi kurabilmektedir. Yapılan düzenleme ile birlikte, yatırım yapmak için gereken ön sermaye şartı ortadan kalkmıştır. Yabancı şirketlerin gösterdikleri faaliyetlerinden doğan ödemeleri kolaylıkla yurtdışına transfer etmeleri mümkündür.

Türkiye’nin, yabancı yatırımcıların ve şirketlerin çifte vergilendirilmesinin önüne geçmek adına, birçok ülke ile anlaşması bulunmaktadır. Bu vergi indirimi sayesinde, yabancı yatırımcılar çifte vergilendirmenin yükümlülüğünden kurtulmaktadır. Bu durum, yabancı uyruklu şirketleri ve yatırımcıları ülkemizde yatırım yapmaya daha çok teşvik etmekte, ülkemizi yatırım açısından daha cazip kılmaktadır.

Yabancı şirketlerin Türkiye’de şube açması, yabancı uyruklu yatırımcının Türkiye’de şirket kurması gibi uzun soluklu, kalıcı yatırımlar ülkemizce destek görmektedir. Bu şekilde doğrudan yabancı yatırımlar yapacak yatırımcılar yerli yatırımcılarla aynı imkanlara sahip olmaktadır.